İnsan “KAYNAK”ları….
Günümüz turizminde yükselişte olan bir konuya değinelim.
Popüler adı “Kırgız Personel” olan, genellikle Türki Cumhuriyetlerden oluşan yabancı personel istihdamı.
Özellikle komi, garson, meydancı
ve bulaşıkçı gibi pozisyonlarda tercih ediliyor.
Çalıştıranların savunma mekanizması ise; “Abi iki yabancı dil
biliyorlar,tam anlamıyla düzgün çalışıyorlar veya nitelikli eleman mı kaldı
turizmde ?” gibi cümleler !
Bu tamamen kurumun insan kaynakları planlaması ile ilgili yönetsel düzeyde aldığı yanlış kararlardan kaynaklanan işgören devir hızının azaltılamayışının gizlenmesi halidir.
Tabiri caizse, nasıl olsa yabancı personel yan otele kaçamıyor.
Bunun akabinde; her bir yabancı personel için yabancı çalışma izni harcı, değerli kağıt bedeli, aracı şirketlere komisyon ve uçak bileti maliyeti gibi maliyetler gün yüzüne çıkıyor.
Ama olsun, onlar iyi
çalışıyorlar.
Biz beceriksiz olalım ama onlar iyi çalışsın. Yeter ki çalışsın.
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde örf ve adetlerimizle tam anlamıyla örtüşmeyen “animasyon”, “masaj hizmetleri”, çok iyi derecede yabancı dil gerektiren “misafir ilişkileri veya resepsiyon” gibi alanların dışında diğer meslekleri ister tecrübeli ister tecrübesiz olsun,Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından kısa sürede öğrenecek ve layığıyla yapabilecek yoktur.
Kendini iyi ifade edebilene, stratejik düşünüp, adaletli davranabilene işgören sıkıntısı yok denecek kadar azdır.
Turizm sektöründe faaliyet
gösteren şirketler milli düşünüp yerli yatırım yapmalıdırlar.
İşsizliği olumsuz etkileyen yabancı istihdamı her an ambargo yiyebilir
düşüncesi ile hareket edip, kendi kaynağını yaratmak adına faaliyetlerde
bulunmalıdırlar. Olası bir red durumunda tabiri caizse “dımdızlak”
kalmamak adına doğru yatırımlar yapmalı…
Güçlü ve zayıf yönler belirlenip, doğru bir istihdam stratejisi oluşturulmalıdır.
İnsan Kaynakları olarak kolları sıvamanın şimdi tam zamanı…